Espor, günümüz rekabetçi dünyasında geniş kitlelere yayılmış ve azımsanmayacak bir kitle tarafından da severek takip edilen bir oluşum olmuştur. Birçok marka bu branşı bir spor olarak olarak saymakta ve sürekli olarak büyük firmaların sponsorlukları ve hatta büyük futbol takımlarının espor dalındaki takımları ortaya çıkmaktadır. Buna rağmen bu branşı bir spor dalı olarak saymayanlar da yok değil.
“Espor branşı açması ürkütücü”
Desnet Teknoloji Genel Müdürü ve Star Gazetesi Yazarı olan Ömer Ekinci’nin bu konu hakkında esporun bir spor dalı olarak sayılmaması üzerine attığı bir tweet ardından oyuncular ve organizasyon görevlileri konu hakkında savunmada bulundu.
Espora ve oyunlara aşina olmadan yapılan yorumlar arasında sayılabilecek bu tweete karşılık aktarılması gereken tonlarca bilgi olmasına rağmen konu her zaman yine aynı yere dönüyor. Esporun gerçekten bir spor sayılabilmesi için gerçekten koşulması gereken bir saha mı gerekiyor? Satranç da bir salon sporu olunması karşın yapılan iş beyin gücüne bağlı ve aynı şekilde espor için de insanlar aynı anda refleksleri, el göz koordinasyonları ve beyinleriyle oynamıyorlar mı?
İnsanların aynı kalıba koyulup fast-food yiyen ve sabaha kadar oyun oynayan “çocuklar” olarak değerlendirilmesi karşında yapılan bazı yorumlar ise şöyle karşımıza çıkıyor:
Espor sektörünün tanınmış isimlerinin konuyla ilgili yorumları şöyle:
Ayrıca lütfen popüler kültürün dayatması olan “oyuncu” profilinin gerçek olmadığını gözönünde bulundurun. Tahminim tanımladığınız kesimin oyuncular olduğu yönünde esporculardan çok.
— Cisil Cakir (@CharmieOfc) 28 Ocak 2019
++ Son olarak da, geleceğin sporcuları sabahları spora giden, yedikleri her yemeğe dikkat eden, antrenmanlarında ter döken ve gerektiğinde de evet sabahlara kadar oyun oynayarak maçlarına hazırlanan gençler olacak. Doğan’ın da dediği gibi bir hafta sonu karşılaşmalara bekleriz.
— Emre Aksoy (@AksoyEmre) 28 Ocak 2019
Espor (E-Spor değil, özel isim de değil, bildiğimiz espor, spor gibi normal kelime olanından) sporcuları da antrenmanda ter döküyor, sahada koşmak yerine fiziksel antrenmanlar yapıyor, fast-food tüketmiyor ve bir antrenman takvimine göre antrenman yapıyorlar.
— Christopher Leo Willekens 🇧🇪 (@tonbalikli) 28 Ocak 2019
Bu bir "show business" olarak kabul edilebilir, ama buna spor dersek bedenen gelişmesi gereken, spor yapmaya ihtiyaç duyan genç elbette ki bilgisayar oyununu tercih edecektir. Bu kolaycılık insan ırkının hareket kabiliyetini zaman içinde azaltacak. Kastım budur.
— Ömer Ekinci (@omerekinci) 28 Ocak 2019
Tabii ki şu an dünyadaki tüm takımlar aynı şartlara sahip değil ama zamanla gelişecekler. Örnek olarak bu konuya yatırım yapanlardan Astralis'in videosunu aşağıya bırakıyorum, izlerseniz bu konuda daha iyi fikir sahibi olacağınıza eminim.https://t.co/5FxFSKDSeL
— Christopher Leo Willekens 🇧🇪 (@tonbalikli) 28 Ocak 2019
Teşekkür ederim. İnceleyeceğim, başka kaynaklar da varsa okumak, öğrenmek isterim.
— Ömer Ekinci (@omerekinci) 28 Ocak 2019
Burdaki sporcularında poposundan terler akıyor ve izleyici iki tarafıda daima alkışlıyor. Kötü sözü geçin yuhalama duyamazsınız. İşin en güzel tarafı maç bittiğinde iki taraf birbirinin elini sıkıyor, tebrik ediyor, sarılıyor ne olursa olsun…
— Doğan Dirim (@DoganDirim) 28 Ocak 2019
Ömer bey, sizi bir maça davet edelim. Veya bir antrenmana. Eminim bakış açınız değişecek.
— Sina Afra (@SinaAfra) 28 Ocak 2019