Espor ve gaming ekosisteminin gelişen yüzeyine bakan herkesin görebileceği bir çok şey var elbette ancak sadece bu değil, buradaki potansiyeli keşfetmekten ötedeyiz artık. Bu dünyaları çoktan kat etmiş durumdayız. Artık geleceğin espor sporcularını yetiştirmek için stratejiler üretiyor ve bunları lise ve hatta ortaokuldan itibaren uygulamaya geçiren bölgelerle karşılaşıyoruz. Türkiye’de üniversitelerde yeni yeni açılan sertifika programlarıyla bu konu destekleniyor anca bu bölgede gidecek daha çok yol var.
Bugün Asya liglerinin başarısı artık Avrupa’ya da yayılmış ve Avrupa’da da aynı prensip ve disiplinde espor oyuncuları yetiştirilmeye başlanmıştır. Fransa bunun öncülüğünü yapıyor ve en yüksek enerjili taraftarıyla, efsane turnuvalara adını yazdırıyor. Almanya onun hemen arkasından diğer tüm Doğu Avrupa ve CIS bölgesindeki ülkelerle büyüme devam ediyor. Bu konuda büyük emek veren markalar var elbette. Hatta bu işin lokomotifliğini üstlenmiş olan Riot Games’in de ciddi bir hızla ve güçle bu konuda sürekli ekosistemi değiştirdiğini ve geliştirdiğini görüyoruz. Çok para ve emek harcanıyor ancak gaming sektörünün çok büyük bir kısmındaki büyümenin tetikleyicisi olarak yoluna devam ediyor.
Sadece izlemek, gözlemlemek, online dünyadaki aktivitelerin çokluğunu fark etmek ya da turnuvaların yükselen maliyet ve kazançlarını incelemek yetmez, araştırmalar da bize bunların tümünü göstermeye başladı bile. Mobil ve internet dünyası üstüne ayrıca gaming hakkında da çok fazla araştırma yapan Newzoo’nun işlerine baktığımızda, 2017’de dünyada 116 milyar dolarlık bir Pazar hacmine ulaşan espor dünyasının artık zincirlerini kırmış olduğunu görmek mümkün. 2020 ile birlikte bu düzenin %8.2 büyümesini tamamlaması bekleniyor ki bu büyümenin üstüne çıkması da imkansız değil.
Bunlar bizim için espor ve gaming dünyasının analitik açıklamaları ancak şimdi yeni dünya düzenine doğru geçiş yapmamızı haber veren Covid-19 salgını sebebiyle bu durum düşünüldüğünden daha da büyük bir hacme neden olabilir. Aslında burada analize beklentileri, oyuncuların durumlarını, isteklerini anlayarak başlayabiliriz. Tabii bir de bulunduğumuz ortamın durum analizini yaparsak birleştirerek nasıl bir hacmin bizi beklediğini görmek kolay.
Covid-19 pandemi nedeniyle bulunduğumuz durum, evlere kapanma ve aslında fiziksel ve kalabalık olan tüm etkinliklerin iptaline neden oldu. Bu durum, etkinlik dünyasını baştan sona değiştiren bir sürece girmemiz için bir adımdı. Ancak espor gibi daha dijital olan alanlar için bir avantaj ortamını yarattı. Burada da geleneksel sporlar ve espor arasındaki ayrımı ve esporun yeni çağın neden en önemli aitlik uğraşı olduğunu kanıtlayan bir mevzuya da değinmiş oluyoruz.
Espor dijital dünyanın ve neslin geliştirdiği bir sistem. Bu, şu an bulunduğumuz durumda ve özellikle değişime girmeye başlayacak olan yeni dünya düzeninde en büyük söz söyleme hakkına sahip olanın espor olduğunu gösterdi. Geleneksel sporların fiziksel etkinlikleri son bulunca bu turnuvaları veya uğraşları devam ettirebilecek bir yol bulunamadı. Ancak espor, zaten dijital dünyanın bir ürünü olarak turnuvaların da online dünya üzerinden yapabilecek, oyuncularla, seyircileri, oyuncuları buluşturmaktan geri kalmayacak bir düzene girdi. Esporun en önemli avantajlarından biri de bu oldu. Espor dünyasına hala dokunabiliyor, erişilebiliyor ve bu yoğun stresli ortamda onun bize sunduğu eğlence düzeninden, tam da ihtiyaç duyduğumuz bu anda uzak kalmamıza gerek kalmıyor. Espor bir nevi adeta bir kahraman gibi, zihnimize açılabilecek her türlü özgürlük alanının kapısı haline gelmiş oluyor.
2018 senesinde tamamladığım espor ve futbol kültürü karşılaştırması tezinde; geleceğin futbolunun, espor olacağına çok emindim. Çünkü araştırmaların, konuştuğum oyuncular, yeni nesil taraftarlar ve bu alanlara ilgi duyanların davranışsal anlamları da bunu göstermişti. Kodlarına işleyen bir değişimin geldiğini açık etmişlerdi. Aslında bu düzen öylesine hızlı büyüyor ki, espor seyircisi ve espor dünyası bir arada olmaya hız kesmeden devam ediyor. Şu an bunu, normalden de daha çabuk ve güçlü yapabiliyor.
Etkinliklerin azaldığını görüyor ve buna aslında içten içe üzülüyoruz. Bu, belki de bir çok alanda tüketimin azalmasına da sebep oluyor. Ancak insanların oyunla buluşması normalden daha çok olmaya başlarken, oyun sevdalıları, zamanının daha büyük bir kısmını oyunlara ayırırken, gaming sektörü için bu, tüketimin artması anlamına geliyor. Bu dönemlerin sıkıntılı bir süreç olduğunu görmek reddetmek mümkün değil elbette. Hem sosyal hem de ekonomik anlamda zorlanılan, sistemlerin zorlandığı bir düzene doğru rollercoaster ile yola çıkmışçasına sallantılı geçiyor süreç. Fakat buna rağmen gaming sektörünün en önemli fırsatlardan birini yakalayarak, esporda ve tüm ekosistemdeki büyümeyi katlayabileceği bir dönemde olduğunu da kabul etmek gerekiyor.
Toplumsal dayanışmanın önemsendiği, bireysel marka iletişimlerinin artık pek de mühim olmadığı, ulaşılamaz ünlüler ve sporcuların bize kanı önderliği yapmasının çok da öneminin kalmadığı bu yeni dönemde, ulaşılabilir espor ünlüleri, konuşabileceğiniz ve dünyanın her yerinden size cevap vererek, aynı frekansı yakalayabilecek olan oyuncu arkadaşlar, hiç bir kapanış saati olmayan etkinlik düzeni tam da ihtiyaç duyulan şey. Samimiyet, destek, takım oyunu ve herkese hayalindeki kişi olma fırsatı veren bu ekosistemin, tıpkı Ready Player One filminde bize anlatılan dünyayı getirip, herkesi büyülemesi de an meselesi. Distopyalar imkansız olan şeyler değildi hiç bir zaman elbette ama artık bu zamanlara yaklaştığımızı kabul etmek de hızlı adaptasyon için önemli.
Oyunlarda kendinizi bulabilmeniz ve samimiyetle, sağlıklı kalabilmeniz umuduyla, yeni espor turnuvalarının sanal dünyadaki gücünü kabul ederek, mutlu olmayı unutmayın demekten kendimi alamıyor ve etrafınızdaki bütün kahramanlarla nice zaferlere yürümenizi temenni ediyorum.
