“Kılıçların hikâyesi kanla yazılır.” – Yasuo
Herkesin hesap vereceğini, kendinden kaçamayacağını, kılıcının geçmişinden ağır olduğunu bilen ve ölümden korkmayan, onuruyla öleceğini bilen bir savaşçı… Yasuo.
Attığı her adımda, onurlu duruşuyla düşmanlarına korku salan bu kahraman, bir iftira sonucu itibarını yitirdi. Onurunu insanların gözünde geri kazanmak ve herkesin aklındaki muazzam bir savaşçı olarak ölümle buluşmak isteyen Yasuo; kılıcını kuşanıp, hainlerin peşinden gitmeye başladı.
Rüzgar Tekniği ustası
Gençliğinde Ionia’nın savaş akademisinde harika bir öğrenci olan Yasuo, efsanevi Rüzgar Tekniğinde ustalaşan yegane öğrencilerden biriydi. Onu savaşırken bir kez görenler, ileride büyük bir kahraman olacağına inanıyorlardı. Bu inanç, Noxus işgali sırasında ona onur verici bir görevin verilmesini sağladı. Fakat Ionia’nın ileri gelenlerinden birisini korumak üzere görevlendirilen Yasuo, yaşadığı toprakların evlatları savaşırken, hiçbir şey yapmadan arkada duracak kadar sakin bir kişiliğe sahip değildi. Kanı kaynıyor, göreve olan bağlılığı onu yerinde tutsa da, ruhu bedeninden çıkıp savaşmak istiyordu. Savaş meydanında, rüzgar kılıcı ile neler yapabileceği aklından hiç çıkmıyordu. Topraklarına olan sevdası, elinde olan güce bağlılığı ve daha işe yarar olma isteği, görevini geride bırakmasına neden oldu. Koruması gereken kişileri yalnız bırakıp, düşmanlarını ezici gücüyle yerle bir etmeye giden Yasuo, döndüğünde ise büyük bir katliamın ardından kalan acıyla karşılaştı.
Sadece görevinin korumak olduğu insanları değil; onurunu, gururunu ve şerefini orada kaybettiğini biliyordu. Emirlere karşı gelmişti ve sonucunda üstlerine, koruması gereken kişilere ihanet etmişti. İtibarına leke düşen Yasuo, kendi isteği ile teslim oldu. Bu hatanın karşılığını canıyla ödemeye hazırdı. Sadece göreve itaatsizlik ile değil, cinayeti işlemekle de suçlandığını öğrenince acısı daha da katlandı. Hayatının, onuru üzerine kurduğu temelleri yerle bir olmuş, suçluluk duygusu altında eziliyordu. Yapabileceği tek şey, gerçek katilin peşine düşüp onu Ionia’ya geri getirmek ve adını bu kirden arındırmaktı. Kılıcını çekti ve tüm okulu karşısına alarak özgürlüğü için dövüştü. Bu gurur dolu hayatında, ilk defa yapayalnız kalmış ve katili bulmak için yollara düşmüştü.
Katilin peşinden gitti
Yıllarca katilin peşinden gitti. Bu sırada da eski dostları ve yeni düşmanları tarafından takip edildi. Her karşılaşmalarında, canlı kalıp katili bulabilmek için savaşmak zorunda kaldı. Adını temizleyebilecek tek kişi, adını lekeleyen o katildi. En kötüsü ise, öz kardeşi Yone tarafından da takip ediliyor olmasıydı.
Bu iki kardeşin savaşında dökülecek kan aynı olacaktı. İkisi de onurlu birer savaşçı olarak yetiştikleri için, kılıçlarını bırakmayacaklarını biliyorlardı. Ay ışığının altında sessizce birbirlerinin etrafında dönüp durdular. İçlerinden her ne kadar bu savaşı vermek istemeseler de, onurları buna engel oluyordu. Saldırıya geçecekleri an geldiğinde, Yone, kardeşi Yasuo ile boy ölçüşemeyeceğini anladı. O soğuk gecenin karanlığında gördüğü çeliğin parıltısı, canını almaya yetmişti.
Yasuo kılıcını bırakıp, koşarak kardeşinin yanına geldi. Göz yaşları ile dolu gözleriyle kardeşinin gözlerinin içine baktı. Bu gece akan kan, sadece kardeşini değil, kendisini de eksiltmişti bu hayattan. Zaman; bir kardeşin, bir kardeşe elveda demesi için bekleyecek gibi değildi. Yasuo’nun aklındaki tek soru, soydaşlarının nasıl olur da suçlunun o olduğunu düşünmüş olmalarıydı. Yone son nefesiyle birkaç kelime söyleyebildi. “Katil rüzgâr tekniği kullanmıştı. Başka kim olabilirdi ki?”…
Katilini bulmak, onurunu geri kazanmak için, kardeşini katleden bir kahraman… O son anlarda kardeşine olan biteni anlatıp, kendisinin affını istedi. Yone, kollarında son nefesini verdiğinde, Yasuo hayatının en büyük acısını yaşıyordu. Göz yaşları, gecenin karanlığında Ay ışığı ile parlayıp, kara toprağa düşüyordu. Kendi hatasının sonucunda, kardeşini de kaybetmişti. Sadece onurunu değil.
Kaybettiği onurunu kazanmak istiyordu
Kaybettiği onurunu kazanabileceğini fakat kardeşinin geri gelmeyeceğini bilen Yasuo, bu amacı uğruna artık kardeşinin öcü için de savaşacaktı. Güneş doğarken, kardeşini toprakla kavuşturdu. Yas tutmaya ayıracak tek bir an bile yoktu artık onun için. Yone’un söyledikleri, azmini ve gayesini tazelemişti. Artık onu gerçek katiline götürecek bir ipucu vardı…
“Kırık bir kılıç, param parça bir ruh. Herkes hesap verir. Hangisi daha ağır, Riven: Kılıcın mı, geçmişin mi? Kendinden kaçamazsın, tecrübe konuşuyor.” – Yasuo