Overwatch’ın kurucu üyelerinden olan Ana değer verdiği insanlara karşı oldukça korumacı ve yılmaz bir savaşçı. Omnic krizi Ana’nın memleketi olan Mısır’a büyük zararlar vermişti. Buna karşın ülkenin bu kriz karşısındaki tek silahı ise elit keskin nişancılardan oluşan bir birlikti. Bu birlik içerisinde dünyanın en iyi keskin nişancıları arasında adı anılan Ana Amari de vardı. Üstün nişancılık yeteneği, isabetli içgüdüleri ve hızlı karar verebilme yetenekleri ile Ana gerçekten de bu ünü sonuna kadar hak ediyordu.
Ana’nın hikayesi Omnic krizinin çözümü için en büyük güç olarak gördüğü Overwatch ekibine kabul edilmesi ile başlıyor. Yıllarca örgüt için çeşitli hizmetlerde bulunan Ana cephe görevlerinin yanı sıra uzun yıllar boyunca örgütün yönetiminde de yer aldı. Komutan Morrison’un yardımcılığını yürüten Ana bu önemli görevin yanında cepheden uzak kalıp yalnızca yönetime odaklanması gerektiğini söyleyenlere ise hiç kulak asmadı.
Ancak bir görev esnasında Talon adlı suç örgütünün keskin nişancısı olan Widowmaker ile karşı karşıya kaldı. Widowmaker’ın eski kimliği sebebiyle tetiğe basmakta bir an tereddüt eden Ana bunun bedelini ağır ödedi. Widowmaker ile karşı karşıya kaldığı bu çatışmada öldüğü düşünülene kadar Ana ellili yaşlarına kadar Overwatch içinde aktif görevde kalmıştı. Ancak Ana gözünden ağır bir yara almasına karşın hayattaydı.
Oldukça uzun geçen bir iyileşme süreci içerisinde Ana bol bol düşünecek zaman buldu. Gençlik yıllarından beri cepheden cepheye koşan Ana artık yorulduğunu hissediyordu ve savaştan uzak durma kararı aldı. Ancak zaman geçtikçe masumlar tehdit altındayken bir kenarda oturamayacağını anladı. Şimdilerde ilerleyen yaşına rağmen ülkesini, ailesini ve insanlığı tehditlerden korumak için yeniden mücadeleye atılmış durumda. Kısacası Ana’nın hikayesi henüz bitmiş değil.