Reaper‘ın hikayesi acı ve yıkım dolu. Bazılar sadece Reaper olarak bilinen ve neredeyse Azrail gibi görünen bir teröristin varlığından bahsederken gerçek bundan çok daha farklı. Reaper bir zamanlar Overwatch ekibinin önde gelen isimlerinden biri ve takımın temellerini oluşturan üyelerden biriydi.
Silah arkadaşı olan ve şu an Soldier 76 olarak bilinen deneyimli bir savaşçı olan arkadaşı ile yaşadığı ikilemler hem onları hem de Overwatch ekibini yıkıma götürdü. Overwatch genel merkez binasında meydana gelen patlamada ikilinin büyük bir payı olduğu da gerçek.
Bu patlamadan sağ kurtulamadığı düşünülen Reaper insanların bu fikirlerini kendi aleyhinde kullandı ve yaşadığını tüm dünyadan gizleyerek gölgelerin arasında kendine yepyeni bir yaşam kurdu. Ancak aldığı yaralar vücudunu ve yüzünü tanınmaz bir hale getirmişti. Bu noktadan sonra Reaper’ın hikayesi bambaşka bir hal aldı.
Hücrelerinde baş gösteren yoğun bozulma onu neredeyse yaşayan bir ceset görünümüne kavuşturuyordu. Bu yüzden çeşitli genetik deneyler ile bu durdurmaya ve en azından yavaşlatmaya çalışan Reaper bu konuda pek de başarılı olamadı.
Bir zamanlar tüm dünyaya barış getirme vaadi ile yola çıkmış olan Overwatch ekibinin en önemli üyelerinden olan Reaper şimdilerde eski konumunun tam tersi bir yol izliyor. Reaper’ın hikayesi şimdilerde gölgelerin içinden gelerek Overwatch üyelerini avlamak için tetikte bekleyerek geçiyor.